Pazarfuckintesi

(Metroda kitap okurken yakalayıp ayraç verdiğim Bahadır Öztürk'ten pazartesiye övgüler(: )

Sabah yine söylenerek alarmı kapadıktan sonra kendimi zar zor yataktan kazıyıp duşa attım. Suyun altında galiba 20 dakika kadar şuursuzca dikildikten sonra gözlerimi açabildim. Sabah işe gitmek zorunda olmak durumuna söylenerek hazırlandım, kahretsin yağmur deyip şemsiyemi aldım... Yolumun üzerindeki kadın kuaförüne ve orayı o saatte dolduran kadınlara hayret ederek (Tam da bu sırada birisi yeni fön çekilmiş saçlarını yağmurdan korumaya çalışarak dışarı çıktı.) metroya doğru ilerledim. Dışarıda üşümemek için üzerime giydiklerim metroya girince fazla geldi, metro beklememe gerek kalmadan geliverdi hemen. Elimi kitabıma attım, gözlerim yazıların üzerinde gezdi durdu ama beynim anlamlı bir kelime üretemedi yanımda dikilen elemanın yüksek sesli müziği yüzünden. Normal şartlarda uyarır carlar kıstırırdım o müziği ama ona bile mecalim yoktu. Durağıma gelince tek kelime okumadan kitabım tekrar çantaya ve yine soğuk ve yağmurlu havaya merhaba. Bugünün neresi enteresan değil mi? Ben zaten en başından enteresan olacak diye bir vaat vermedim ki:) Sıradan bir güne ve haftaya başlangıç işte.
Umarım iş günü günün başlangıcı gibi geçmez... (Canım hiç çalışmak istemiyor.)

0 yorum: