Yarın Hrant Dink öldü.



Bu başlık kadar yanlış bir sebep yüzünden.
Her gün geçtiğim yolda kanı yok artık. Sigara külleri oluyor arada, onları da Şişli belediyesi temizliyor sağolsun. Cadde göze hitap ediyor, herkes mutlu mesud. İyi denebilecek gibi durumu yani. İnsanlar hızla o kaldırımdan geçip gidiyor iş yerlerine. Ama onların görmediği, zamanın ve belediyenin süpüremediği bir şey var kaldırımın her yerinde; konuşma baloncukları.
Evet, ciddiyim.
"operasyon" gibi, "polis biliyordu" gibi, "katille fotoğraf çektiren polis metin balta beraat etti" gibi, "ogün samast samsunda kahraman gibi karşılandı" gibi, "esas katiller hala bulunamadı" gibi... Onlar görmüyor, ama ben görüyorum. Yarın bu caddede yürüyecek yüzlerce insan görüyor, Dink ailesi görüyor, tabi devlet de görüyor. Bir dramın senaryosu olan bu baloncuklar, kimilerine tatlı bir masal gibi geliyor. Bakıyorlar, ruhlarını okşayan bir son gibi, hafifte bıyık altından gülüyorlar. Çaktırmak yok, şimdilik.
Bu baloncuklar yarın da o caddede olacak, bu sefer yüzlercesinin elinde, binlercesinin dilinde. Her sene olduğu gibi, bu sene de bir günlüğüne kendini diğerlerine görünür kılacak. İşte o sırada o caddede yürüyen, tüm sene bunları görmeyen, 3 maymun neslinden gelen o pasif kalabalık ne yapacak?
Bence yine ona dokunmayan yılanın ömrüne dualarıyla ömür katacak.
Böylece bir masalın daha sonunda herkes ülkesinde sonsuza kadar mutlu mesud yaşayacak.

Kitabın kapağı kapanırken, yavaş yavaş kararan sayfalarda haksızlığın ve umarsızlığın cinlerinin parlayan gözleri sana bakacak.

Bir gün sen de onun kurbanı olacaksın 3 maymun neslinden gelen kalabalık, bakalım o zaman kayıtsız kalan kalabalıklarda çığlığın nasıl kaybolacak?

0 yorum: